Soğuk Savaş sonrası dünyada, özellikle 1953'ten bu yana, insan kaynaklarını yönetmek için insan zihninin incelenmesi yaygın olarak yürütülmüştür. Bu, gizli MK-Ultra projesinin yanı sıra yapay zekânın etik ve düşünce özgürlüğü konularını da içerir. Dünya çapında birçok kuruluşun, insani kazanımlar üzerinde güç uygulamak için yapay zekâyı kullandığı, gerçekliği kontrol etmek için bir "araç" olarak seçtiği ve nihayetinde insanları herhangi bir bombadan daha korkunç silahlara dönüştürdüğü inkâr edilemez. Röportajlar şeklinde sunulan bu önsöz, sizi bu bilimkurgu dizisinin yaratıcıları ve oyuncularıyla, karakterlerin ardındaki ilhamla ve oyuncuların bu süreçte yaşadıkları deneyimlerle tanıştıracaktır. İnsanlığı, doğruyu ve yanlışı, sevgiyi ve umudu sorgulamanıza neden olacaktır. Belki de hayatımızın her alanına nüfuz eden zihin kontrolü tarafından etkileniyoruz ve bu da bizi kendi düşüncelerimize hâlâ sahip olup olmadığımızı yeniden sorgulamaya itiyor.