Anna, parlak umutları olan genç bir kadın. Eğitimini bitirmek üzere ve Stanford Üniversitesi'nden kabul aldı. Önünde parlak bir gelecek ve aynı zamanda akademik danışmanı olan sevgilisiyle Amerika Birleşik Devletleri'nde yeni bir hayata başlama şansı var. Ancak annesi beklenmedik bir şekilde ölünce her şey değişir. Anna, Stanford Üniversitesi'nin sadece birini kabul edeceğini kısa sürede öğrenir. Sevgilisi bunu ondan saklar ve tek başına ABD'ye gider; hayalleri yıkılır ve Anna acısıyla tek başına yüzleşmek zorunda kalır. Yıllar geçer. Anna, lise arkadaşı Illia ile mutlu bir evlilik yaparak ve oğullarını büyüterek yeni bir hayat kurar. Ancak trajedi tekrar yaşanır: oğulları, bir arkadaşının arabasını izinsiz kullanırken yanlışlıkla iki yayaya çarpar. Mahkemeye çıkmaktan kaçınmak için Anna ve Illia, meseleyi çözmek için hastanedeki mağdurları ziyaret etmeye karar verirler. Anna, yaralılardan birinin yıllar önce kalbini kıran adam Oleh olduğunu öğrenince şok olur. Geçmiş yeniden su yüzüne çıkar ve hayatlarını bir kez daha altüst etmekle tehdit eder.