Ayinler Bakanı'nın kızı Lu Yingying, uyumlu bir ailede büyüdü ve hayatının ilk yarısını mutlu bir şekilde geçirdi. Ancak ailesi kötü adamlar tarafından zulüm görünce kaderi altüst oldu ve zorba Jun Che'nin cariyesi olmaya zorlandı. Daha sonra, yeminli kardeşi Yan Hui'yi korumak isterken Jun Che tarafından yanlışlıkla öldürüldü. İsteksizlik ve pişmanlık kalbinde kaldı; ta ki kader ona bir şans daha verene kadar: tüm trajediler yaşanmadan önce yeniden doğdu. Ailesinin kaderini değiştirmeye kararlı olan Lu Yingying, başkentin nazik ve itaatkar soylu kadınlarından, önceki hayatında bir kez karşılaştığı krizlerin üstesinden gelen dirençli ve kararlı birine dönüştü. Kaderini nihayet kontrol edebileceğini düşündüğü anda, Jun Che ile tekrar karşılaştı; ama bu sefer, zorba olmadan önce. Bu noktada Jun Che sadece bir köleydi. Geçmiş yaşamından gelen nefretini taşıyan Lu Yingying, intikam almak için onu satın aldı; ancak kısa süre sonra gizli güçler tarafından desteklendiğini ve hiç de basit biri olmadığını keşfetti. Lu Yingying, başını belaya sokmamak için onu uzaklaştırmaya çalıştığında, ailesi başka bir krizle karşılaştı. Daha da güçlü bir düşmanla karşı karşıya kalan Lu Yingying fikrini değiştirdi: Jun Che'yi yanında tutmaya ve intikam almak için keskin bir bıçak gibi kullanmaya karar verdi. Jun Che'nin kendi sebepleri yüzünden gerçek kimliğini gizlemek ve geçici olarak Lu hanesinde kalmaktan başka seçeneği yoktu. Ayrı sebeplerle birbirlerine bağlı olan ikili, defalarca yan yana savaştı. Bu savaşlar boyunca Jun Che, Lu Yingying'e giderek daha fazla hayran kaldı; cesaretine kapıldı, nezaketinden etkilendi ve bu kalpsiz canavar, içinde bir sevgi kıpırtısı hissetmeye başladı. Öte yandan Lu Yingying, onu daha derinlemesine tanıdıkça, bir zamanlar iliklerine kadar nefret ettiği o zalime aşık olacağını hiç tahmin etmemişti. Ve böylece kaderleri ayrılmaz bir şekilde iç içe geçti...