On iki yabancı, karşı konulamaz bir fırsatla cezbedilerek büyük bir İngiliz kır malikanesine gelir: büyük bir servetin bir kısmını miras almak. Servet, oyunculara mezardan video mesajları bırakan ve yalnızca The Deceased olarak bilinen göz alıcı bir hayırsevere aittir. The Inheritance'dan parayı serbest bırakmak için, oyuncular bir dizi görevi tamamlamak üzere bir ekip olarak çalışmalıdır. Ne kadar iyi performans gösterirlerse, o kadar fazla para serbest bırakılır. Ancak The Deceased'ın kötü bir mizah anlayışı ve acımasız bir koşulu vardı: oyunu kazanmak için diğer herkesi paranın yalnızca kendilerine emanet edilmesi gerektiğine ikna etmeleri gerekiyordu. Bu, zeka, irade, ikna ve ihanetin olduğu bir oyundur; burada mesele parayı kimin hak ettiği değil, onu talep etmek için rekabeti alt etmeye, daha çekici olmaya ve daha iyi entrika çevirmeye kimin istekli olduğudur.