1945. Savaş bitti. Avrupa'nın kalbindeki tarafsız küçük ülke İsviçre, her şeyden kurtulmuştu: Nişanlısı Johann ve kardeşi Egon, Klara, geleceğe parlak gözlerle bakıyorlar. Klara, soykırımdan kurtulan gençlere bakarak savaşın yaralarını gidermeye çalışırken, sanayici babası için çalışan Johann, kayınpederinin köklü ancak sorunlu tekstil şirketini kurtarmayı ve modernize etmeyi umuyor. Askerlikten henüz eve dönen Egon, Başsavcılığın ofisinde ilk adımlarını atar. Görevi: kaçan Nazilerin peşine düşmek. Üçü de kısa süre sonra barış cephesinin savaş kurbanlarının kanıyla satın alındığını anlar. Johann'ın profesyonel hırsları, onu tarifsiz savaş suçları işleyenlere yaklaştırır. Klara, yerel halk tarafından güvensizlikle karşılanan hayatta kalanlardan biri olan Herschel'e daha da yakınlaşırken evliliğini riske atar. Ve Egon, kâr uğruna Nazi suçlularını isteyerek görmezden gelen bir sistemde kendini bulur.